23 Mayıs 2014
Günümüzde özellikle reklam ve pazarlama faaliyetleri çok değişmiş, sadece ürün bazlı olmaktan çıkıp firma bazlı tanıtım çalışmaları da önem kazanmıştır. Bununla birlikte reklamasyon açısından değer kazanan firma ve ürünlerin korunması da zaruri hale gelmiştir. Ticari şirketler için hem kurumsallaşmak ve profesyonelleşmek adına hem de mevcut firma, marka ve ürünlerini hukuken koruma altına alabilmek adına atılması gereken bir takım adımlar mevcuttur. Bunların başında “MARKA” haklarının tesis edilmesi gelmektedir.
MARKA
Bir işletmenin mal veya hizmetlerini bir başka işletmenin mal ve hizmetlerinden ayırt etmesini sağlaması koşuluyla kişi adları dâhil, özellikle sözcükler, şekiller, harfler, sayılar, malların biçimi veya ambalajları gibi çizimle görüntülenebilen veya benzer biçimde ifade edilebilen, baskı yoluyla yayınlanabilen ve çoğaltılabilen her türlü işaretler “MARKA” olarak kabul edilmektedir. Yani marka kavramı yazıyla, şekille veya hem yazı hem şekille olabilir.
TESCİLLİ “MARKA”NIN GETİRİLERİ, OLUMLU ÖZELLİKLERİ
Marka’nın belirli getiri ve özellikleri garanti, kaynak gösterme kolaylığı, reklam, tanıtım sağlama ve en önemlisi ayırt edicilik olarak sayılabilir. Zira aşağıda ayrıntılı açıklayacağımız üzere markanın tescili ile o iş kolunda (mesela zeytin veya zeytinyağı) o isim ve şekilde sadece sizin firmanızın olacağı kesinleşmiş olur. Bu takdirde de markayı gören tüketicide ürüne dair bir güven oluşur. Şayet tacir toptan şatış yapıyor olsa dahi, perakende satıcı da alacağı ürünü marka garantisi altında alarak perakende satışına bir ivme getireceğini umacaktır.
Diğer bir yönü de markanın doğal bir reklam aracı, dolaylı bir reklam yaptığıdır. Kaldı ki doğrudan yapılan reklamda da marka kullanılacağına göre bu markanın tescil edilmiş olması işletmeye katkı sağlayacaktır. Şüphesiz en büyük reklam işletmenin çalışma şekli, prensipleridir. Fakat iyi, kaliteli, uygun fiyatlı ürün temin ederek elde ettiğiniz prestiji, güvenilirliği de korumak gerekmektedir. Bir başkası sizin marka isminizi kullanarak sizin “henüz” girmediğiniz bir piyasada sizin prestijinizden faydalanarak kazanç elde edebilir. Daha kötüsü sizin itibarınızı da zedeleyebilir. İşte bunların hukuk yoluyla önüne geçebilmek ancak tescil edilmiş bir marka yoluyla olabilir. Bu anlamda marka sahibinin hukuki hakları nelerdir?
MARKANIN KORUMA KAPSAMI
556 Sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 9. Maddesinde bu hususlar sayılmış olup marka sahibi;
· Markanın tescil kapsamına giren aynı mal ve/veya hizmetlerle ilgili olarak, tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin kullanılmasını,
· Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal ve/veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal ve/veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından, işaret ile tescilli marka arasında ilişkilendirilme ihtimali de dahil, karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılmasını,
· Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsamına giren mal ve/veya hizmetlerle benzer olmayan, ancak Türkiye'de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle tescilli markanın itibarından dolayı haksız bir yarar elde edecek veya tescilli markanın itibarına zarar verecek veya tescilli markanın ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin kullanılmasını kısa sürede engelleyebilir.
Bunlara ek olarak;
· İşaretin mal veya ambalajı üzerine konulmasını,
· İşareti taşıyan malın piyasaya sürülmesi veya bu amaçla stoklanması, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi veya o işaret altında hizmetlerin sunulması veya sağlanmasını,
· İşareti taşıyan malın gümrük bölgesine girmesi, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasını,
· İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılmasını,
· İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasını,
· 556 sayılı KHK md. 61 uyarınca marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edilmesini,
· Markayı veya ayırt edilmeyecek derecede benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünlerin satılmasını, dağıtılmasını veya bir başka şekilde ticaret alanına çıkarmak veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirilmesini, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasını veya ticari amaçla elde bulundurulmasını yasaklatabilir, engelleyebilir.
MARKA SAHİBİNİN HAKLARI
Yukarıda sayılan bu hallerin 556 Sayılı KHK md. 61/A hükmü gereğince “SUÇ” olduğunu ve sorumluların bir yıldan üç yıla kadar hapsinin isteneceğini de hatırlatmak gerekir. Marka sahibi gerekli şikâyeti yapmasının ardından ilgili Cumhuriyet Savcılıklarınca bu olaylar araştırılacaktır. Fakat bir diğer önemli durum ise marka sahibinin bu olayların vuku bulması halinde hukuken talep edebilecekleridir. Marka sahibi;
· Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazminini,
· Marka hakkına tecavüz dolayısı ile üretilmesi veya kullanılması cezayı gerektiren eşya ile bu eşyaları üretmeye yarayan araç, cihaz, makine gibi vasıtalara el koyulmasını,
· Yukarıdaki husus uyarınca el konulan ürünler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınmasını, (olası tazminat halinde ürünlerin bedeli düşülür)
· Marka hakkına tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınmasını isteyebilir.
Peki bu tazminat neye göre belirlenecektir? İlgili KHK’ya göre marka sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca marka hakkına tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazancın hesaplamasında KHK üç yol belirlemiş olup hak sahibi bunlardan birini seçecektir;
· Marka hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, marka sahibinin markanın kullanması ile elde edilebileceği muhtemel gelire göre,
· Marka hakkına tecavüz edenin, markayı kullanmak yoluyla elde ettiği kazanca göre,
· Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre.
MARKA DEĞERİ
Tescil edilmiş bir marka genel itibariyle aslında bir değer taşımaktadır. Yeri geldiğinde satışı, devri gibi kurumlara konu olabilmektedir. Bu anlamda maddi bir değerinin olduğu tartışmasızdır. Marka konusunda farklı bir bakış açısı sunmak gerekirse; alacaklı olduğunuz firmaların TPE nezdinde marka/patent/endüstriyel tasarım gibi herhangi bir tescillerinin olup olmadığını araştırmanızda fayda var. Zira bu tesciller haczedilebilir. Yani alacağını tahsil etmek yolunda kullanacağınız argümanlar arasındadır. Aynı şekilde şirket devirleri sırasında bu tescillerin de bir fiyatı olacaktır. Yine bu tesciller teminat olarak gösterilebilir. Veya kurumsal bir ticari işletme ülke çapında marka hakkına dayanarak lisanslar verebilir. Bu şekilde hem ticari ağı hem de Pazar payı artacaktır. Bu hususlar markaların tescilinin ne derece faydalı ve zaruri olduğuna delalettir.
MARKA TESCİLİ
Yukarıda açıklanmaya çalışılan haklar ancak markanın tescil edilmiş olması ile talep edilebilir. Marka tescili Türk Patent Enstitüsü tarafından yapılır ve on (10) yıllık süreye tabidir. Bununla birlikte bu sürenin sonunda hak sahibi marka tescilini yenileme suretiyle tekrar uzatabilir. Marka tescili için gerekli şartlar ve belgeler 556 Sayılı KHK’da ayrıntılı olarak izah edilmiş olmakla birlikte, sonuçlanması takriben bir yıl gibi bir süreye tabi olup son derece ayrıntılıdır. Bu anlamda küçük bir hata veya eksiklik hem zaman hem de para kaybına neden olabilir. Bu anlamda Marka başvurusu, marka araştırması yapılmadan yapılmamalıdır. Marka başvurusu yapılırken özellikle yabancı markaların isimleri, tanınmış markaların isimleri, kalite, nitelik belirten, dini işaret ve kamusal değerler olmuş kelimeler seçilmemelidir. Birçok firmanın ticaret unvanını aynı zamanda marka olarak kullandığı gerçek bir durum olmakla birlikte unvanın ticaret siciline kayıt edilmesi ile marka hakkı korunmuş olmaz ve marka tescil edilmiş anlamına gelmez. Bu anlamda bir şirket daha kurulma aşamasındayken unvanını aynı zamanda markası olarak kullanacaksa bu durumu da dikkate alarak marka tescilini yaptırmalıdır. Eğer markanızda kullanacağınız logo tamamen özgün bir tasarım ise logonun başkaları tarafından benzerlerinin kullanılmaması ve tescil edilmemesi için logonuzu tek başına ve markayla birlikte tescillemeniz en doğru yoldur. Bunun size faydası şudur; eğer logoyu tek başına tescil ettirirseniz herhangi bir markanın yanında sizin logonuz kullanılınca mahkeme sizin logonuzu ve karşı tarafın marka+logosunu karşılaştıracak ve daha çok benzerlik bulacaktır. Eğer sizin logonuz tek başına tescilli değil ve marka+logo şeklinde tescilli ise kıyaslama yapılırken markanız+logonuz ve diğermarka+sizinlogonuz birlikte değerlendirilecektir ki bu durumda bir bütün olarak benzerlik daha az çıkacak ve haklı olduğunuz halde genel değerlendirmede ihlal olmadığı sonucuna varılabilecektir. Bu nedenle dünyadaki birçok büyük markanın yaptığı gibi en iyi koruma şekli; “Marka tek başına”, “Marka+Logo”, “Logo tek başına” şeklinde üç (3) ayrı tescil en kapsamlı koruma şeklinde olacaktır. Markanın iyi korunması için yapılması gereken işlemlerden biri de markanın “marka.com” ve “marka.com.tr” tescillerinin de mutlaka yapılması gerekmektedir. Yine aynı şekilde “firmaunvanı.com” ve “firmaunvanı.com.tr” alan adlarının tescil edilmesi de internet ortamında marka ve firma unvanının korunmasını sağlayacaktır. Son olarak şunu da hatırlatmak isteriz ki; tescil sadece marka hakkında değil; ürün ve hizmetlerinize ilişkin olarak “patent” veya “endüstriye tasarım” tescilleri de aynı hakları sağlayacaktır.
Avukat Harun KURU
Mayıs 2014 – Akhisar